' aslında herşey ne de güzel gidiyordu, Gül'e bardakla su vermeseydim .. '
Eski zamanların birinde kendi halinde yaşayan bir bülbül varmış.Gezer tozarmış heryeri, bihaber yaşarmış hayattan.Ne bir derdi gamı varmış ne bir tasası, taki güzel mi güzel o nazende Gül'ü görene kadar.Başta ne olduğunu anlamamış ama, sonradan dönülmez bir yola girdiğinin farkına varmış; Bülbül aşık olmuş!.. Pervane böceği misali dönmüş durmuş Gül'ün etrafında, dikenleri batsada vazgeçmemiş ona yaklaşmaktan.Bülbül divane olmuş, Gül'e yalvarmış; Gül naz etmiş.. Bir gün insafa gelmiş Gül ama iş işten geçmiş, Bülbül'ün ömrü çoktan tükenmiş..
Bitiyoruz, yozlaşıyoruz, düşünceden uzak kalıyoruz yavaş yavaş. Kadir kıymet ikilisini çıkartıyoruz hayatımızdan. ' Sahi sevgi neydi? ' diye sorarlar ya hani; sahi sevgi neydi? Sevgi gerçekten iyilikti, dostluktu, emekti, saygı duymaktı..Şu aralar ülkenin yeni neslinin çoğunda bulunmayan özelliklerdi.Boşananların evlenenleri geçtiği bir zaman dilimi ancak böyle tasfir edilirdi herhalde.Çocuk oyuncağı haline gelen evlilikler, aşk sanılan hevesler, herşeyin aşktan ibaret olduğunu düşünen cahilane düşüncede çiftler oluşturdu bu büyük dilimi galiba..Sevgi olmadan aşkı arayanlar, saygı olmadan emek olmadan bir yola çıkanlar yaptı bunu.Oysa aşkmıydı önemli olan, heveslermiydi? Yoksa sevgi miydi, duyulan saygı mıydı verilen emek miydi? Karşıdaki insana güven verebilmek, sadık olduğuna kanaat ettirebilmek ne güzel şeydir oysa.Hayatı zorlaştıranlardan , herşeyi sorgulayanlardan olmak yerine, zorlaştığı yerden karşıdakinin hayatına destek vermek, verebilmek.. Kısacası "Geçim İnsanı" diye çok sefer tasfir ettiğim o ender kişiliğe sahip olmak daha önemli değil midir? Peki ya böyle bir insanı bulduğunda kıymetini bilmek!.. Sevdiğini, güvenilir olduğunu, sadık, saygılı ve anlayışlı olduğunu bildiğin halde olanları değilde OLMADIĞINI DÜŞÜNDÜKLERİNİ sorgulamak, eksik aramak ne kadar mantıklıdır.Bilmiyorum, anlamıyorum bazen biz insanoğlunu.Ne istiyoruz, ne düşünüyoruz bilmiyorum.Ve nereye kadar sürer bu onu da bilmiyorum.Üstelik kendi dünyamızda yaşıyoruz artık birde, bize mantıksız geliyorsa mantıksızdır; danışma diye bir şey yok..! Oysa her insan bulunduğu durum içinde haklıdır kendine göre, doğal olarak sağlıklı kararlar çıkmaz.Neden böyle olduk ki biz, neden uzaklaştık bu kadar olması gerekenden.Geri toplayabilir miyiz hayatı, insanları..İkna edebilir miyiz onları kadir kıymet için, gerçek hayat için..Ben cevap veremiyorum buna, belki siz verebilirsiniz..
..Metin Kara ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder